Bilmiyorum sizde benim gibi hissediyor musunuz ama dizilerin
benim için çok farklı kategorileri vardır. Türlere göre, yapım yılına göre gibi
bir kategorileştirmeden bahsetmiyorum. Bazı diziler vardır kafanızı tamamen ona
adayarak izlemek istersiniz, izleyeceğiniz bölümlere kıyamaz daha geniş bir
vakit aralığında tadına doyarak izlemek için beklersiniz, bazı diziler vardır
yemek yerken arkada açık dursun diye izlersiniz hatta bazen hadi bölüm bitse de
dışarı çıksam dersiniz. İşte ben bu ilk kategorideki dizileri efsane diziler
olarak adlandırırım. Breaking Bad ‘den sonra gerçekten böyle bir dizi
yoksunluğu çekmekteydik hepimiz. Hele benim gibi yabancı dizi tutkunu bir insan
için son 1 sene çok sıkıcı geçti diyebilirim. Efsane bir dizi bulmak için çok
uğraştım fakat bugüne kadar aradığımı bulamamıştım. Bu satırları oldukça
heyecanlı bir şekilde yazıyorum çünkü sizde benim gibi düşünüyorsanız
aradığımız kan bulundu. Beklemediğim anda şans tanıdığım Mr.Robot dizisi ilk
sezonu ile Amerika’da fırtınalar estiriyor. Bu fırtınanın ülkemizde de büyük
bir kitleye ulaştığını söyleyebilirim. Lafı daha fazla uzatmadan size benim
için “efsane dizi” potansiyeli olan Mr.Robot ‘tan bahsedeyim.
Öncelikle başarılı bir dizi için gerekli olan her şeyin
mevcut olduğu bir dizi diyebilirim Mr.Robot için. İlk olarak basit şeylerden
başlayalım. Harika bir karakter oluşumu var, gizem var, güçlü bir kurgu var,
sağlam bir senaryo var. Bunlar diziyi ancak iyi bir dizi yapar. Peki bir diziyi
efsane dizi yapan nedir derseniz size cevabım basitlik olacaktır. İşleyişte
gerçeklik paylarının bolca olduğu, ( bilim kurgularda bu farklı bir bakış
açısıyla incelenmeli) olay akışının günlük hayata yakın gittiği, izleyicide
gerilim ve heyecanı anlık süreçlerle yaşatabilen ve en önemlisi psikolojik,
felsefi ya da ideolojik mesajlar içeren diziler efsane olabilir. Mr.Robot ‘ta
bunların hepsi var, hatta daha fazlası var diyebilirim. İzlemeye başladığınız
da bu iddialı cümlelerime kesinlikle hak vereceksiniz. Mr.Robot dizisini tek
bir cümle ile özetlememi isteseniz; Kapitalizm ve Dünya’nın var olan düzenine
bir başkaldırı dizisidir derim. Bu cümle bile birçoğunuzun diziye başlamasına
yetecektir diye düşünüyorum.
Dizinin konusundan bu yazımda çok kısa bir şekilde
bahsedeceğim. Dizinin başkahramanı olan Elliot anti sosyal bir siber güvenlik
uzmanıdır. Bu kahramanımızın birinci ve göstermelik hayatıdır aslında. Elliot
geceleri ise dev şirketlere ve kötülüklere kafa tutan bir hacker olarak Dünya düzenine karşı
mücadele etmektedir. Konuya bu yazdığım satırlarla baktığınızda herkesin
düşünebileceği bir senaryo izlenimi yaratmış olabilir ancak dediğim gibi böyle
dizilerde içeriğe daha fazla göz geçirmek gerekiyor. Elliot ‘un özellikle psikoloğu
ile olan diyaloglarında kullandığı cümleler üzerine uzunca düşünmek gerek.
Bazen karakterimiz için acaba bu adam şizofren de dizinin finalinde bir Fight
Clup bombası mı yaşayacağız diye düşünmüyor değilim.
Mr.Robot yarattığı heyecan, gizem ve gerilim ile efsane dizi
kategorisinde benim için en büyük aday. Breaking Bad ‘in finalinden sonra
arayışta olduğum bu boşlukta bünyeme ilaç gibi geldi kendileri. Bu arayışta
olan birçok kişi tanıdığım için yazıyı hızlı bir şekilde yayına almak
niyetindeyim. Eğer bir kusurum olduysa şimdiden affınıza sığınıyorum. Dizi
hakkında görüşlerinizi paylaşmak isterseniz veya izledikten sonra bir şeyler
konuşmak isterseniz bana ulaşabilirsiniz. Bilirim böyle dizileri izledikten
sonra insan birkaç kelam etmek ister. Sıcak yaz günlerinde en büyük dostumuz
olan dizilerden efsane olanlara bir yenisini daha eklemek isteyeceğinizi umut
ediyorum. En azından bir şans verin derim.
İyi seyirler.
IMDB oranı : 9.2
Benim notum : 9.5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder