87.Oscar Ödülleri'nin en iddialı filmlerinden Boyhood karşınızda...
87.Oscar Ödülleri’nde en iyi film kategorisi başta olmak
üzere 6 dalda adaylığı bulunan Boyhood filmi hakkında konuşmamak olmazdı
elbette. Bu film için belirgin bir tür belirtmenin oldukça zor olduğunu
söyleyerek yazıma başlamak istiyorum. Her ne kadar dram kategorisinde bulunsa
da belgesel havasında bir film Boyhood. Ayrıca bir çocuğun büyüme evresindeki
psikolojisini, ergenlik dönemlerindeki tavırlarını ve hayatını etkileyen
olayların üzerindeki etkisini doğal bir biçimde işlemesiyle bir psikoloji filmi
de diyebiliriz. Akıllara sadece bir dram filmi olarak kazınması bana göre büyük
bir haksızlık olacağı için bu tür karmaşasını yazının başında belirtmek
istedim.
Öncelikle filmde şu ana kadar izlemiş olduğunuz neredeyse
tüm filmlere kıyasla daha fazla emek harcandığının altını çizmek istiyorum. İsterseniz
sizlere filmin konusundan kısaca bahsedeyim. Filmimiz bizlere bir çocuğun
büyüme evrelerini ve bu evrelerde yaşadığı kritik olayların hayatına etkilerini
anlatıyor. Kısacası bir çocuğun 12 senelik büyüme hikâyesi bizlere tasvir ediyor
da diyebiliriz. Film için bahsettiğim fazla emek bu 12 senenin izleyiciye
olağanüstü bir gerçeklik ile aktarılması için harcanmış. Çünkü Boyhood filminde
kolaya kaçılmamış ve film ekranda gördüğümüz çocuğun büyümesiyle eşdeğer bir
süre zarfında yani 12 senede çekilmiş. Yapım ekibi ve yönetmen filmde siyah bir
ekrana şu kadar sene sonra yazıp gerekli makyajlarla ve farklı oyuncularla aynı
filmi belki de 1 senede çekebilecekken, film aynı oyuncu kadrosuyla 12 senede
tamamlanmış. Sinema tarihinde bir ilk olan bu teknik ortaya oldukça gerçekçi
bir film çıkarmış. Filmin her bir sahnesi sanki gerçek bir yaşam öyküsünün
içerisinde çekilmiş videolardan oluşturulmuş. Filmin sadeliği ile günlük hayatı
böylesine etkisiz anlatışına şaşırmamak elde değil. Gerçekten bu kriterler
üzerinden yaptığım değerlendirmede Boyhood ‘un benden tam not aldığını
rahatlıkla söyleyebilirim.
Tabii ki her filmde olduğu gibi Boyhood ‘a da ciddi
eleştiriler getirilmiş fakat ben bu eleştirilerin hiç birine katılmıyorum.
Filme yöneltilen eleştirilerin hemen hemen hepsi filmin duyguları fazla
yaşatmadığı üzerine yoğunlaşmış. Yani kısacası dram uçlarda yaşatılmamış,
istenen gerilim verilmemiş gibi eleştiriler olarak da değerlendirebilirsiniz
bunları. Ve bana göre hepsi de yersiz. Size gerçek bir öykü anlatmak isteyen,
günlük hayattaki doğallığı yakalamak isteyen bir filmden uçlarda yaşanan
duygular beklemek ne derece anlamlı sizin takdirinize bırakıyorum.
Tüm bunların yanında 12 senelik bir serüvenle çekilen
böylesine bir filmin oyuncu kadrosunda yer alan ve çocuklukları boyunca bu
filmde oynayan Lorelei Linklater ve Ellar Coltrane ‘nin hikâyenin sonuna doğru
rol yapma performanslarının inanılmaz şekilde artması gerçekten etkileyiciydi. Sadece Linklater ve Coltrane değil filmdeki
her bir oyuncu eşsiz bir performans göstermişler. Ayrıca filmin arka plandaki
detaylarla desteklenmiş olması da benim dikkatimi çeken ve üzerinde durulması
gereken başka bir konu. Örnek vermem gerekirse benim en çok dikkatimi çeken
şey; filmin başlarında çocukların aileleriyle ilişkileri ile filmin sonlarına
doğru Facebook ve akıllı telefonların hayatta yer edinmeye başlaması sonrası
çocuklar ve aileleri arasındaki ilişkide gözle görülür bir değişme olması oldu.
Günlük hayatımıza bakarak bu değişimlerin neler olduğunu hepimiz tahmin
edebiliriz. İnce bir detay gibi gözükse de böyle örneklerle süslenmiş olan
filmin, kurgusu ve bizlere anlatmak istedikleri daha da çarpıcı bir hal almış.
Karşınızda sinema tarihine damga vuran, Oscar ‘da bolca ödül
alma potansiyeline sahip eşsiz bir film var. Son yılların mutlaka izlenmesi
gereken filmler listesinde Boyhood ‘un kesinlikle olması gerektiğini
söyleyebilirim. Mutlaka izleyin ve bu güzel filmi kaçırmayın.
Filmin Oscar Adaylıkları:
En iyi film, En iyi yönetmen, En iyi özgün senaryo, En iyi
yardımcı kadın oyuncu, En iyi yardımcı erkek oyuncu, En iyi kurgu
Filmin IMDB puanı:
8.3 / 10
Benim notum:
9 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder