Savaş filmlerinin yeri her zaman ben de ayrıdır. Özellikle
savaş sahnelerinden çok, savaşın psikolojisini de seyirciye aktarmaya çalışan
filmlerin yeri apayrıdır. Fury ‘de bu filmlerden biri. Doğruyu söylemek
gerekirse iyi bir savaş filmi çıkmayalı uzun seneler olmuştu. Brad Pitt ‘in bu
filmde başrol oynamayı kabul etmesi ile filmin başarılı bir senaryoya sahip
olduğunu zaten anlamıştım. Filmin beklentilerimi karşılayan yönleri olduğu
gibi, beklentilerimin altında kalan yönleri de tabii ki oldu. Ancak genel
anlamda filmi başarılı bulduğumu söylemeliyim.
Bildiğimiz gibi Amerikanlar tarihini dünyaya en iyi yansıtan
millet. 2. Dünya Savaşı ile ilgili hemen hemen her konuda filmler çekmiş olan
ve bu filmleri tüm Dünya’ya oldukça iyi bir şekilde pazarlamış olan Amarikan
sineması, 2.Dünya Savaşı’ndan bir konu daha çıkarmayı başarmış. Filmimiz
2.Dünya Savaşı’nın son aylarında geçmekte. Filmimizin kahramanı bir Amerikan
tankını yönetmekte ve ekibi ile zorlu görevlerin üstesinden gelmektedir.
Kahramanlarımızın son görevi ise Almanya’nın son kıvranış döneminde ölümcül
darbeyi indirmektir.
Anlayacağınız üzere bu sefer Amerikan sineması 2. Dünya
Savaşı’na bir de tank ve tankçıların gözünden bakmak istemiş. Ve yine her
zamanki gibi başarılı olmuşlar. Film izlemeden önce aksiyon sahnelerinin halkulade
olacağını fakat savaşın getirdiği baskı ve psikoloji hakkında detaylara
inilmeyeceğini ve savaşın son döneminin iyi yansıtılmayacağını düşünmüştüm.
Film bu konuda beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Filmin hemen hemen tamamında
karakterlerimize savaşın nasıl bir etki yarattığını anlayabiliyoruz. Tabii ki
bunda Brad Pitt, Logan Lerman, Shia LaBeouf, Michael Pena ve The Walking Dead
‘den tanıdığımız Jon Bernthal ‘ın oyunculuklarının etkisi büyük. Ekibimizin her
bir üyesi, nasıl bir kafa yapısında olduklarını ve neredeyse delirmek üzere
olduklarını mükemmel bir şekilde bize belli ediyorlar. Özellikle ekibimize
sonradan katılan genç askerin ilk savaş deneyimi ile bir anda değişmesi filmin
en önemli detaylarından birisi. Sadece kahramanlarımızın değil savaş döneminin
sonlarına doğru Almanya’nın ve Almanların içinde bulunduğu durum, psikoloji ve
bıkkınlık da gerekli detaylarla izleyicilere sunulmuş. Bu detaylar her ne kadar
arka plandaki önemsiz şeyler gibi gözükse de izleyici filme çekmeyi başaran ve
filmin gerçek bir sanatsal yapıt olmasını sağlayan en önemli unsurlar.
Tabii ki bu unsurların yanında bir savaş filmini kaliteli
kılan en önemli şey savaş sahneleri ve bu sahnelerin gerçeğe yakın şekilde
işlenmesi. Brad Pitt’in oynadığı bir filmde savaş sahnelerinde bulunan
aksiyonun kalitesiz olacağını düşünmeye gerçekten gerek yok ama gerçekçi işleme
konusunda bazı ufak tefek sorunlar olabilir. Evet film tarihi iyi yansıtmış
ancak tabii ki az da olsa bir Amerika yüceltmesi, her filmde olduğu gibi bu
filmde de mevcut. Tabii ki bu söylediklerim filmin içinde çok rahatsız edici
bir biçimde bulunmuyor. Bana göre filmin savaş sahneleri bakımından tek eksiği
Alman ve Amerikan tankları arasında kora kor mücadele içeren çok az sahne
bulunması. Evet senaryo gereği filmin böyle işlenmesi gerekiyormuş ama
kesinlikle konulacak ekstra bir sahne filmi bir gömlek yukarı taşıyabilirmiş.
Kısacası Fury son yıllarda sinemaya gelen en başarılı savaş
filmlerinden biri. Özellikle 2.Dünya Savaşı’nın insanlar üzerinde yarattığı
havayı anlamak ve Nazi Almanya’sının son zamanları hakkında bir şeyler görmek
istiyorsanız bu film sizin için harika bir tercih olacaktır.
IMDB oranı : 8 / 10
Benim notum : 7.6 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder