6 Aralık 2014 Cumartesi

Fury

 Savaş filmlerinin yeri her zaman ben de ayrıdır. Özellikle savaş sahnelerinden çok, savaşın psikolojisini de seyirciye aktarmaya çalışan filmlerin yeri apayrıdır. Fury ‘de bu filmlerden biri. Doğruyu söylemek gerekirse iyi bir savaş filmi çıkmayalı uzun seneler olmuştu. Brad Pitt ‘in bu filmde başrol oynamayı kabul etmesi ile filmin başarılı bir senaryoya sahip olduğunu zaten anlamıştım. Filmin beklentilerimi karşılayan yönleri olduğu gibi, beklentilerimin altında kalan yönleri de tabii ki oldu. Ancak genel anlamda filmi başarılı bulduğumu söylemeliyim.


 Bildiğimiz gibi Amerikanlar tarihini dünyaya en iyi yansıtan millet. 2. Dünya Savaşı ile ilgili hemen hemen her konuda filmler çekmiş olan ve bu filmleri tüm Dünya’ya oldukça iyi bir şekilde pazarlamış olan Amarikan sineması, 2.Dünya Savaşı’ndan bir konu daha çıkarmayı başarmış. Filmimiz 2.Dünya Savaşı’nın son aylarında geçmekte. Filmimizin kahramanı bir Amerikan tankını yönetmekte ve ekibi ile zorlu görevlerin üstesinden gelmektedir. Kahramanlarımızın son görevi ise Almanya’nın son kıvranış döneminde ölümcül darbeyi indirmektir.



 Anlayacağınız üzere bu sefer Amerikan sineması 2. Dünya Savaşı’na bir de tank ve tankçıların gözünden bakmak istemiş. Ve yine her zamanki gibi başarılı olmuşlar. Film izlemeden önce aksiyon sahnelerinin halkulade olacağını fakat savaşın getirdiği baskı ve psikoloji hakkında detaylara inilmeyeceğini ve savaşın son döneminin iyi yansıtılmayacağını düşünmüştüm. Film bu konuda beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Filmin hemen hemen tamamında karakterlerimize savaşın nasıl bir etki yarattığını anlayabiliyoruz. Tabii ki bunda Brad Pitt, Logan Lerman, Shia LaBeouf, Michael Pena ve The Walking Dead ‘den tanıdığımız Jon Bernthal ‘ın oyunculuklarının etkisi büyük. Ekibimizin her bir üyesi, nasıl bir kafa yapısında olduklarını ve neredeyse delirmek üzere olduklarını mükemmel bir şekilde bize belli ediyorlar. Özellikle ekibimize sonradan katılan genç askerin ilk savaş deneyimi ile bir anda değişmesi filmin en önemli detaylarından birisi. Sadece kahramanlarımızın değil savaş döneminin sonlarına doğru Almanya’nın ve Almanların içinde bulunduğu durum, psikoloji ve bıkkınlık da gerekli detaylarla izleyicilere sunulmuş. Bu detaylar her ne kadar arka plandaki önemsiz şeyler gibi gözükse de izleyici filme çekmeyi başaran ve filmin gerçek bir sanatsal yapıt olmasını sağlayan en önemli unsurlar.

 Tabii ki bu unsurların yanında bir savaş filmini kaliteli kılan en önemli şey savaş sahneleri ve bu sahnelerin gerçeğe yakın şekilde işlenmesi. Brad Pitt’in oynadığı bir filmde savaş sahnelerinde bulunan aksiyonun kalitesiz olacağını düşünmeye gerçekten gerek yok ama gerçekçi işleme konusunda bazı ufak tefek sorunlar olabilir. Evet film tarihi iyi yansıtmış ancak tabii ki az da olsa bir Amerika yüceltmesi, her filmde olduğu gibi bu filmde de mevcut. Tabii ki bu söylediklerim filmin içinde çok rahatsız edici bir biçimde bulunmuyor. Bana göre filmin savaş sahneleri bakımından tek eksiği Alman ve Amerikan tankları arasında kora kor mücadele içeren çok az sahne bulunması. Evet senaryo gereği filmin böyle işlenmesi gerekiyormuş ama kesinlikle konulacak ekstra bir sahne filmi bir gömlek yukarı taşıyabilirmiş.

 Kısacası Fury son yıllarda sinemaya gelen en başarılı savaş filmlerinden biri. Özellikle 2.Dünya Savaşı’nın insanlar üzerinde yarattığı havayı anlamak ve Nazi Almanya’sının son zamanları hakkında bir şeyler görmek istiyorsanız bu film sizin için harika bir tercih olacaktır.

IMDB oranı : 8 / 10


Benim notum : 7.6 / 10