5 Ekim 2014 Pazar

Gotham

Yozlaşmış şehir Gotham’da Batman’siz adelet savaşı!

 Gotham dizisi etkileyici bir giriş ile seyirci ile buluştu. Özellikle ikinci bölüm nefes kesti diyebilirim. Gotham şehri ve James Gordon’un mücadelesinden bahsetmemek tabii ki olmazdı. Öncelikle şunu söyleyeyim beklediğimize değen bir dizi bizlerle. İlk bölüm sonrası kafamda birçok soru işareti vardı. Ancak bir dizi için en azından 3 bölümlük bir sabır gerektiği düşüncem beni Gotham’dan vazgeçirmedi ve bu sayede ikinci bölüm ile derin bir oh çekip bu dizi olacak diyebildim.



 Bildiğiniz üzere Gotham dizisi James Gordon’ın yozlaşmış şehir Gotham için verdiği mücadelelerin Batman ‘siz kısmını ele alıyor. Batman ‘siz bir Gotham izlenmez gibi düşünenler oldukça yanılıyorlar çünkü bu dizi aynı zamanda boşlukta kalan Batman karakterini de dolduruyor, daha doğrusu Bruce Wayne ‘in karakterini dolduruyor. Bruce Wayne ‘in ailesini kaybettikten sonra yaşadıkları Gotham dizisi ile detaylı bir şekilde işleniyor. Dizi de beğenemediğim tek bir nokta var diyebilirim. O da yansıtılmak istenen şeylerin abartıya kaçırılmış olması. Yani ailesini gözlerinin önünde kaybeden Bruce Wayne büyük bir trajedi yaşıyor biliyoruz ancak bu çocuk bu kadar da güçsüz değil. Yıllarca Batman serileri izledik ve Bruce Wayne ‘in her zaman güçlü bir karaktere sahip olduğunu biliyoruz. Dizide aslında Bruce Wayne güçsüz ve yardıma muhtaç bir çocuk izlenimi verilmiyor ancak yaşadığı trajedinin büyüklüğünü bize tasvir edebilmek için biraz fazla uğraş gösteriliyor. Bu da dikkatli bir izleyicinin haliyle gözünden kaçmıyor. Bu abartıya kaçma olayının en büyük etkisi bir de Gotham şehri için yapılmış. Biliyoruz Gotham ‘da başta adalet sistemi olmak üzere neredeyse bütün sistemler çökmüş, yozlaşmış ve pisliğe bulanmış bir durumda. Ancak Batman filmlerinin özellikle Cristopher Nolan’ın The Dark Knight serisinin bizlere verdiği bir mesaj vardı; Batman en zorlu zamanlarda bile iyi insanlarda gördüğü ışık sayesinde mücadelesine devam etti. Ancak Gotham dizisinde durum böyle değil şu ana kadar izlediğimiz kısımda James Gordon ‘dan başka iyi bir insan yok. Bu gerçekten ciddi bir abartı çünkü Batman ‘i daha önceden izlemiş kimseyi James Gordon’ın Gotham ‘ı kurtaracağına ikna edemezsiniz ki durum da öyle değil. James Gordon Batman’a ışık veren ve şehir için değerlerinden vazgeçmeden mücadele eden büyük bir kahramandır ancak yürüdüğü yolda asla yalnız olmamıştır. Bahsettiğim bu konular dizi için büyük problemler oluşturacak noktalar. Ancak dizinin daha ikinci bölümde olduğunu bu yüzden dizinin ilerleyen bölümlerinde James Gordon ‘un yalnız kalmayacağına ve Bruce Wayne ‘in kendi yolunu çizmeye başlayacağına inanmak istediğimi söyleyebilirim.



Beğenmediğim noktadan detaylıca bahsettikten sonra gelelim diziyi neden izlememiz gerektiği kısmına. Öncelikle dizinin kalitesinden bahsetmeliyim herhalde. Gotham’da efektler ve çekimler bir dizi değil de yüksek bütçeli bir film projesiymiş gibi başarılı. Gerçekten bir dizi için özellikle süper kahramansız bir Gotham şehrini anlatacak dizi için bu kadar başarılı efekt ve çekimler beklemiyordum. Sanırım Warner Bros bu diziyi gerçekten ciddiye alıyor ve bu durum dizinin geleceği ve ilerde gelebilecek 3. Batman serisi için büyük bir fırsat. Ayrıca senaryonun ciddi manada anlamlı ve güzel olacağı mesajı da ilk iki bölümle veriliyor. İki bölümde bu kanıya nasıl vardın diye düşünebilirsiniz. Dizinin daha ilk bölümünden senaryonun kapsamlı ve geniş bir zemine yayılacağı mesajı izleyicilere verildi aslında. James Gordon henüz kendisine bir düşman belirlemiş değil ancak şehir düşmanlarla dolu. Ayrıca bu düşmanların ortak hedefi James Gordon değil birbirleri. Bunun yanında James Gordon ‘un bir de Bruce Wayne sorumluluğu var. Daha hikâyeye katılmamış muhtemel karakterleri de düşününce Gotham ‘ın bu konuda bir sorun yaşamayacağını ve aksine iddialı bir senaryoya sahip olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Zaten bu konuda genel olarak Gotham diğer süper kahraman şehirlerine göre inanılmaz yetilere sahip. Batman ‘in bir ilke savunuyor olması da senaryo da yapım ekibine destek veren bir şey çünkü Bruce Wayne’i bu ilkeye götüren yolu çizmek ve bunu anlatmak bile büyük bir sükse yaratacaktır.



 Oyunculardan da kısaca bahsedelim istiyorsanız. Öncelikle şunu söylemeliyim oyuncu seçimleri harika yapılmış. Dizi de yadırgadığım tek oyuncu Alfred rolündeki Sean Pertwe oldu. Sanki bizim tanıdığımız Alfred ‘e nazaran Bruce Wayne’e daha farklı bir yaklaşım sergileniyor gibi geldi bana. Ancak bunu net konuşmak için birkaç bölüm daha beklememiz gerekiyor. James Gordon ve Harvey Bullock seçimleri ise gerçekten mükemmel. Zaten dizinin bu iki karakter üzerinden gideceğini düşünürsek dizi hanesine büyük bir artı daha eklemiş oluyoruz. James Gordon rolündeki Ben McKenzie ‘yi bir çoğumuz The O.C ‘den tanıyoruz ancak kendisinin Batman: Year One filminde Bruce Wayne ‘i seslendirdiğini de hatırlatmak gerek. Harvey Bullock rolündeki Donal Logue ‘yi ise hepimiz Vikings dizisinden tanıyoruz. İki isimde dizide gerçekten inanılmaz işler başarıyorlar. Bruce Wayne karakterini canlandıran David Mazouz ‘un performansı ise standart bir çizgide ilerliyor. Henüz Cat Woman haline gelememiş Cat karakterini canlandıran Camren Bicondova ‘da Gotham ile kariyerine mükemmel bir başlangıç yapmış.



 Gotham dizisi hemen hemen tüm izleyici kitlesinde büyük bir beklenti yaratmıştı. Bu büyük beklenti ve bu projeden önce Gotham’ı anlatan efsane olmuş bir film projesi olması Gotham dizisinin işini daha yayın hayatına başlamadan oldukça zor bir duruma sokmuştu. Birinci bölüm büyük beklentilerimize yetişemedi ancak dizi ikinci bölümüyle gelecek adına umutlu mesajlar verdi diyebiliriz. Batman ve Gotham hayranı birisi olarak sadece Bruce Wayne ‘in karakterinin nasıl geliştiğini görmek için bile bu diziyi izlerdim ancak dizi buna gerek kalmadan harika işler yapmaya başladı. James Gordon ‘un bu yozlaşmış şehri kurtarmak için verdiği mücadeleye mutlaka şans tanıyın derim.

İMDB oranı: 8.4 / 10


Benim notum : 8.7 / 10