29 Mayıs 2013 Çarşamba

21 & Over

 Son yıllarda Hangover serisi ile yeni bir film türü oluştu diyebiliriz. Ve bu tür özellikle de biz gençlerin ilgisini çok çekti. 21 and Over tamamen bir Hangover havasında olmasa da çoğunluğu olağan dışı eğlenceye ve aşırı alkole dayanan bir gençlik filmi. Filmin kurgusu ve senaryosu yeterince iyi değil. Ancak komedi olarak gerçekten güldürdüğünü söyleyebilirim. Filmin sonuna dram katılmaya çalışılması ise gerçekten inanılmaz bir hata. Böyle bir filmin ardından yapılmaması gereken şeyleri kime sorsak ilk olarak dram sahneleri kesinlikle olmamalı der. Ne olursa olsun Hangover, Project X ve de 21 and Over gibi filmlerin bir artısı var. Kendilerini bir şekilde izletebiliyorlar. Bunun sebebi ise herkesin bu filmlerde kendilerine ait bir şeyler araması. Bu tarz filmleri seviyorsanız 21 and Over kesinlikle keyifli vakit geçirmenizi sağlayacaktır.


 Filmimiz lisede birbirlerinin en yakın arkadaşı olan ancak daha sonra araları sebepsiz yere açılan üç arkadaşın bir doğum günü ile bir araya gelmesini anlatmakta. Arkadaşlardan haylaz olanı diğer iki arkadaşını da ikna eder ve birer bira içmek için bara giderler. Ancak hayat artık üniversiteli olan gençleri öyle yormuştur ki eğlenceyi tadında bırakamazlar.


 Kaliteli bir film diyemem. Ancak kesinlikle bu tarz filmleri seven insanlara hitap ediyor diyebilirim. Zaman kaybı olmayacak keyifli bir film.

 İMDB oranı : 5.8 / 10


 Benim notum: 5.6 / 10

12 Mayıs 2013 Pazar

Shutter Island


 Beyninizi berraklaştırın yoksa bu filmden hiçbir şey anlayamazsınız. Karşınızda yoğun psikolojik öğeler içeren Shutter Island var. Bu film son yıllarda çekilmiş en iyi filmlerden olmasına rağmen yayımlandığı yıl biraz da reklam yetersizliği yüzünden arada kaynayan filmlerden. Belki de iki türlü sona sahip olan tek filmdir Shutter Island. Öyle bir kafa yoruyor ki film bittiğinde büyükçe bir düşünce seline kapılıyorsunuz. Oynayan her oyuncu mükemmel ötesi oyunculuk sergiliyor. Hele ki Leonardo Di Caprio. Oynanması gerçekten belki de en zor rollerden biri olan o rolü muazzam bir şekilde oynamış. Tüm arkadaşları da ona ayak uydurmayı başarınca harika bir film çıkmış ortaya. Zaten böyle bir kurgunun başarılı olması için gereken en önemli şart her oyuncunun role inanılmaz biçimde bağlanması. Kurgunun başarısını söyledim ancak böyle bir başarıyı kelimelerle anlatmak gerçekten imkânsız.  Filmde hikâye rayına girdikten sonra kafanızda binlerce senaryo üretmeye başlıyorsunuz. Zaten belli ki yönetmen Martin Scorsese de bu havaya girmeniz için bütün insiyatifini kullanmış. Kamera açıları olsun, tarihi detayların anlatımı olsun, karakterlerin duruşları ve pozisyonları olsun filmdeki her şey gizemlerle dolu. Neyse nerede kalmıştık? Havaya girdiniz ve filmle birlikte binlerce senaryo üretmeye başladınız. Filmin kurgusu o kadar harika ki filmin her geçen saniyesinde kurduğunuz senaryoların sanki hepsi doğruymuş gibi ilerliyor. Bu durum gerçekten izleyiciyi afallatıyor. Filmin sonuna geldiğinizde ise tekrar bir belirsizlik içine düşüyorsunuz.




 Bu filmi kesinlikle rahat bir kafayla ve tamamen filme odaklanarak izlemenizi tavsiye ediyorum. Çünkü yapılan eleştirilere baktığımda genellikle filmin anlaşılamadığı belli oluyor. Film gerçekten kafa yoruyor. Hele son yirmi dakikasında ''delirdim galiba'' diye düşündürtüyor.


 Gerilimi, aksiyonu tüm bunların yanında psikolojik öğeleri içerisinde çok iyi harmanlanmış bir şekilde bulunduran Shutter Island kesinlikle izlenmesi gereken filmlerden. Film o kadar harika bir çizgide gidiyor ki size koltuğunuzda kıpırdama şansı bile vermiyor. Pür dikkat ekrana bakıyorsunuz. Keyifli zaman geçireceğinize eminim.

İMDB oranı : 8 / 10

Benim notum : 9 / 10

Filmin sonundan bir kesit ;
“Hangisi daha kötü ? Canavar gibi yaşamak mı yoksa iyi bir insan olarak ölmek mi ?”
 Diyeceğim şu ki bu filmi izledikten sonra sırf şu cümle üzerinden bile saatlerce tartışılabilir. Ardında gizem bırakan film candır.